Arııı Vız Vız Vız
Mart 30, 2021Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, kırlarda çiçeklerin arasında bir birbirini çok seven iki arı varmış. Bu iki arı birbirini o kadar çok seviyormuş ki bir gün bebekleri olacağını duyunca mutluluktan havalara uçmuşlar. Hemen yuvalarını büyütmeye ve doğacak yavrularına güzel bir oda hazırlamaya başlamışlar. Baba arı kırlardaki en güzel çiçekleri toplamış, anne arıda bu çiçekleri güneşte kuruttuktan sonra doğacak olan yavrusunun odasını hazırlamış. O kadar güzel bir oda olmuş ki, bütün arılar böyle güzel bir oda daha önce hiç görmediklerini söylüyorlarmış. Anne arı ve baba arı heyecanla yavrularının doğacağı günü beklemeye başlamışlar.
O gün gökyüzü bir başka güzelmiş, güneş bir başka ısıtıyormuş. Kırlarda ki bütün çiçekler rengarenk açmış, etrafa mis gibi çiçek kokuları saçılıyormuş. Havada ağaçların dallarının çıkardığı huzur veren bir melodi çalıyormuş. Ve işte böyle güzel bir günde beklenen bebek dünyaya gözlerini açmış. Anne ve baba arı o kadar mutlu olmuşlar ki mutluluktan bebeklerinin diğer bebeklerden farklı olduğunu daha sonra anlamışlar. Evet bu arı diğer arılardan çok farklıymış ve çok güzelmiş. Gök kuşağının bütün renkleri bu yavru arının üzerindeymiş. Ya gözleri, gözlerinin rengi ise gökyüzünü kıskandıracak derecede maviymiş.
Anne arı bebeğiyle gurur duyuyor ve onu iyi bir arı olarak yetiştirmek için elinden geleni yapıyormuş. Baba arı ise yavrusunu bütün kötülüklerden korumak için her gün ormanda dolaşıyor ve ona hayatı anlatıyormuş. Fakat yavruları büyüdükçe kendisinin diğer arılardan farklı olduğunu ve bu yüzden de kendini özel görüyormuş. Arkadaşları ile oyun oynarken onları hep küçümsüyor, oyun bozanlık yapıyor, hatta onlara çok çirkin olduklarını söyleyip alay bile ediyormuş. Bu duruma anne ve babası çok üzülüyormuş.
Bir gün bütün çocuk arılar toplanmış ve bir daha kendisiyle oynamamaya karar vermişler. Bu durumdan habersiz olan kendini beğenmiş arı arkadaşlarının yanına gittiğinde kimse onun yüzüne bakmamış, o yokmuş gibi davranmışlar. Oyuna katılmak istediğinde ise onunla oynamak istemediklerini söylemişler. Bunu duyan kendini beğenmiş arı üzgün bir şekilde eve gitmiş. Annesi neden üzgün olduğunu bildiği için kendisinden oturup düşünmesini, neden arkadaşlarının böyle davrandığını anlamaya çalışmasını istemiş.
Kendini beğenmiş arı bütün gece düşünmüş, yalnızlığın çok sıkıcı olduğunu, hiç eğlenceli olmadığını fark etmiş ve artık arkadaşlarından farklı olduğunu unutup onlarla aynı olduğunu düşünüp öyle davranmaya karar vermiş. Sabah olmasını sabırsızlıkla beklemiş, sabah olunca da ilk işi arkadaşlarının yanına gitmek olmuş. Bu güne kadar yaptıkları için onlardan özür dilemiş. Arkadaşları da onun özürünü kabul edip, bir daha yapmayacağım sözünü aldıktan sonra başlamışlar oynamaya. Anne arı ve baba arı bu durumdan çok memnun olmuş.
O günden sonra hiç kavga etmeyen arkadaşların birde şarkısı olmuş. ”Arııı Vız Vız Vız, Arııı Vız Vız Vız”
Burada da masal bitmiş.
Hepimizin birbirimizden farklı özellikleri vardır, ama hiç birimiz özel değiliz, yada hepimiz çok özeliz.