Barış ve Bilgisayarının Hikayesi
Nisan 30, 2023Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, şehrin birinde Barış isminde bir çocuk yaşarmış. Bir gün, Barış okuldan çıkıp evine gelmiş. Ödevlerini yapmak için odasına geçmiş. Ödevlerinin doğru mu yanlış mı olduğunu bile bilmeden karalayarak yapıp bitirmiş. Ödevleri bitirir bitirmez de bilgisayarının başına geçmiş. Bu durum böyle sürüp gitmiş. Barış, ne ailesiyle birlikte vakit geçiriyor ne de ödevlerini düzgünce yapabiliyormuş. Annesi ve babası, Barış’ı bu konu hakkında defalarca uyarmalarına rağmen, Barış kendi bildiğini yapmaya devam ediyor, annesine ve babasına derslerine çok çalışacağına dair sözler veriyor ama verdiği sözleri de tutamıyormuş. Çünkü bilgisayarın başından bir türlü kalkamıyormuş. Barış, geceleri bilgisayarda, geç saatlere kadar oyunlar oynadığı için de sabah erkenden kalkamıyor ve okuluna geç gitmek durumunda kalıyormuş. Barış’ın iyi olan notları birden düşmeye başlamış.
Günlerden bir gün, Barış’ların evine yakın arkadaşı olan Ali ve annesi yemeğe gelmişler. Barış, yemeğini hızlıca yemiş ve odasına, yine bilgisayarın başına geçmiş. Ali, Barış’la oyun oynamak istiyormuş ama Barış’ın gözü bilgisayardan başka bir şey görmüyormuş. Ali, bu duruma çok üzülmüş ve annesiyle birlikte evlerine dönmüşler. Bir akşam, Barış bilgisayar başında oyun oynarken, bilgisayarın kendiliğinden kapandığını görmüş ve koşarak babasının yanına gitmiş. “Baba! Baba, bilgisayarım açılmıyor, gelip bir bakar mısın?” demiş. Babası, bilgisayarı açmaya çalıştığında açamamış ve Barış’a, “Üzgünüm Barış, bilgisayarın bozulmuş. Bu kadar çok oyun oynarsan olacağı bu. Neyse, yarın sabah işe gitmeden tamirciye götürür, yaptırırım.” Demiş. Ertesi gün, Barış okuldan geldiğinde bilgisayarının yerinde olmadığını görünce canı çok sıkılmış. “Of! Ben şimdi ne yapacağım. Neden bozuldu ki bilgisayarım, ne güzel oyun oynayıp vakit geçiriyordum.” Diye söylenmeye başlamış. Aklına öğretmeninin vermiş olduğu ödevler gelmiş. Koşup çantasından defterini, kalemini ve kitabını çıkarıp biriken ödevlerini yapmış.
Annesinin “Hadi bakalım, sofra hazır.” Demesiyle karnının da acıktığını hissetmiş. Ailecek gülerek ve sohbet ederek yemeklerini yemişler. Yemekten sonra Barış ve ailesi körebe, saklambaç ve yakalamaca gibi oyunlar oynamışlar. Çok yorulan Barış’ın uykusu gelmiş ve erkenden uyumuş. Bu sabah okul yokmuş, evde olacağı için canı çok sıkılmış. Annesi, canı sıkılmasın diye oğluna resim yapabilmesi için boya kalemleri almıştı. Birlikte resim yapıp boyadılar. Yakın arkadaşı Ali gelince, odasına geçip oyuncaklarla oynadılar.
Birkaç gün sonra, Barış okuldan çıkıp eve geldiğinde odasında bilgisayarının yerinde olduğunu görmüş fakat hiç umursamamış. Bu duruma şaşıran babası; “Oğlum, bilgisayarını getirdim, artık açılıyor. Görmedin mi?” diye sormuş. “Gördüm babacığım, teşekkür ederim ama artık eskisi gibi ilgimi çekmiyor. Benim yapacak daha güzel işlerim var.” Demiş. “Öyle mi? Neymiş bu önemli işlerin bakalım?” demiş babası. “Ödevlerimi yapmak, kitap okumak, resim çizmek, arkadaşlarımla ve ailemle birlikte vakit geçirmek.” Demiş. “Aferin benim akıllı oğluma.” Demiş babası ve oğluna sarılarak yanaklarına öpücükler kondurmuş. Barış, gerçekten de artık derslerine çok çalışıyor ve iyi notlar alıyormuş. Barış o kadar çalışkan bir öğrenci olmuş ki, öğretmeni onu sınıf başkanı seçmiş. Hikâyede burada bitmiş. Bir başka masalda görüşünceye dek kendinize çok iyi bakın çocuklar. İyi geceler.
Hikaye okumayı seviyorsanız Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.