Elindekilerle Yetinmeyi Bilmeyen Adamın Hikayesi
Ocak 25, 2023Bir zamanlar uzak diyarlarda yaşan bir adam varmış. Bu adamın adı Namık mış. Namık, içinden nehir geçen bir köyde yaşarmış. Kocaman bir bahçesi, bahçesinde de çeşit çeşit meyve ağaçları varmış. Odunlukta yığınla odun, dolaplarda birçok erzak varmış. Her şeyi fazlasıyla alır ama yine de yetinmezmiş.
Namık köyde yaşayan herkes tarafından tanınırmış. Onun her şeyi elde etmek istediği dilden dile dolanırmış. Yetiştirdiği sebze ve meyveleri kimse ile paylaşmaz evin bir odasına istif yaparmış. Yiyebildiğini yer yemediğini ise buzluğa atarmış. Ama Namık hala mutlu değilmiş. Yetiştirdiği sebze ve meyveler ona az gelir, aldıkları ile de asla yetinmezmiş. Bu yüzden herkese “Çok mutsuzum” dermiş. Günlerden bir gün yaşlı bir kadın Namık’ın evinin önünden geçerken bahçede ki ağaçları görmüş. “Ne kadar güzel ağaçlar keşke bir tane meyvesini yiyebilsem diye içinden geçirmiş” Biraz ilerledikten sonra bahçenin sahibi Namık ile karşılaşmış. “Bu bahçe senin mi evladım?” diye sormuş. Namık “Evet benim buyurun” demiş. Yaşlı teyze “Rica etsem bana o güzel elmalarından verir misin? Canım çok istedi” demiş. Namık ise asla eşyalarını başkaları ile paylaşmaz kimseye bir iğne dahi vermezmiş. Yaşlı teyzeye dönüp “Veremem, çok istiyorsan pazardan al” demiş. Yaşlı teyze çok üzülmüş ama elmayı alamadığına değil, Namık’ın kalbinin kötü olmasına. Namık hala aldıkları ile yetinmiyorken, daha önce hiç görülmemiş bir yağmur yağmaya başlamış. Yağmur o kadar çok yağıyormuş ki köyü sel basmış. Namık uykusundan uyandığında camdan bir bakmış ki sel bahçesini de basmış ve bütün ağaçları devrilmiş. Hemen kapıya koşmuş ama kapının altından sular sızıyormuş. Ne yapacağını bilememiş, bir çanta yapmış ve içine birkaç kıyafet ile biraz para koyabilmiş. Bugüne kadar biriktirdiği hiçbir erzağı, eşyayı alamadan evden ayrılmak zorunda kalmış. Bahçeden çıkınca arkasına bir bakmış ki evine sel sularının arasına karışmış.
Birkaç saat sonra yağmur durmuş ve su geri çekilmiş. Herkes köy meydanında toplanmış ve şükretmeye başlamış. Çünkü kimsenin evini su basmamış, kimsenin eşyası zarar görmemiş. Namık hariç. Namık’ın bütün malı, mülkü sular altında kalmış. Ne yatacak yeri ne yiyecek ekmeği varmış. Bu durumu duyan köy halkı, Namık’a hiç yüz vermemiş kimse evine çağırmamış. Ama içlerinden birinin kalbi öyle iyiymiş ki Namık’ı o şekilde ortada bırakmak istememiş. O kişi de daha önce elma isteyen yaşlı teyzeymiş. Namık teyzenin onu evine kabul ettiğini duyunca çok utanmış. O koca bahçeden bir elma verememiş ama yaşlı teyze ona evinin kapılarını açmış. Utana sıkıla teyzenin evinde kalmış ve yaptığı davranıştan dolayı çok özür dilemiş. O günden sonra elindekilerle yetinmeyi öğrenmiş ve kazandıklarını teyzeyle birlikte harcamaya başlamış. Kapısına gelen kimseyi geri çevirmemiş ve köyün en eli açık olan insanı olmuş. Bu hikâyede burada bitmiş.
Hikâye okumayı seviyorsanız Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.